Aile dizimi hayatta tekrar tekrar başımıza gelen bir problemin altında yatan sebepleri bulmak ve farkındalığa çıkartmak için kullandığımız, kişilerin problemlerinin minimum düzeyde dile getirildiği ama daha çok, içinden geldiği aile sistemine ve köklere bakılan bir enerjetik çalışmadır. Aile dizimleri, varoluşumuzu anlamlandıran derin köklerde çalışır, bize ait olan gizli bağlar ve bilinçaltı anlaşmaları ortaya çıkarır ve dönüşüm için gerekli olanı farkındalığa çıkartır.
Psikolojide sistemik yaklaşım denen ve aile diziminin çıkış noktalarından birisi olan bakış açısı, kişiyi tek başına bir birey olarak algılamak yerine daha büyük bir bütünün (bir sistemin-zamanda geriye doğru akan bir aile sisteminin) parçası olarak alır. Kişinin bireysel davranışları ya da duygulanımları sadece ve sadece o kişinin ait olduğu bu yapı içerisinde anlaşılabilir. Yaşamımızı içine yerleştirdiğimiz en önemli sistem ise, aile sistemimizdir.
Aile dizimlerinin bize gösterdiği şeylerden en önemlisi; kişinin, bütün davranışlarını, önce anne ve babası sonra da daha gerideki köklerine karşı bir aidiyet duygusu ve birçok zaman da kör bir sevgi ile yapmasıdır. Dışarıdan kötü-sevgisiz olarak algılanan bir davranış bile, kişinin; köklerine karşı derinden hissettiği bu aidiyet duygusu ve "kör sevgi" ile bir tekrarlama içgüdüsü halinde yapılıyor olabilir. Dizimler, ait olduğumuz aile sistemini düzenleyen görünmez kuralları yüzeye çıkarmak ve kişinin, yaşarken hangi kurallara göre yol aldığını göstermek için kullanılır.
Dizim çalışmasında kişi, hiç bilmediği ya da bazen biliyor olsa da önemsemediği yaşanmışlıklarından aslında ne kadar çok etkilenmekte olduğunu görür. Örneğin: Mutsuzluğunun ya da sağlık problemlerinin sebebinin; babaannesinin kayıp bir kardeşi ile bağlantısı olabileceği… Partneri ile yaşadığı sıkıntıların, annesinin yapmış olduğu kürtajlarla bağlantısı olabileceği… Çocuğunun ruhsal probleminin ya da hastalığının, iki kuşak geride yaşanan, acılı bir evlatlık verme olayı ile ilişkili olabileceği gibi... Kuşaktan kuşağa geçen bilinçaltı simgeler, kişinin, hayatı nasıl anlamlandırdığını belirler ve aile dizimi, bu simgeleri açığa çıkarmanın yoludur. Kişinin, kendisiyle karşılaşması, dönüşümün anahtarıdır.
Temsilcilerin hissettikleri:
Dizimlerde keşfedilen şey; bu şekilde bir çalışmada temsilcilerin, temsil ettikleri kişilerin duygulanımlarına girdikleri ya da aynı onlar gibi davrandıklarıdır. Yani temsilciler; temsil ettikleri kişilerin hislerini hissetmekte, diğer aile bireylerine karşı, aynı onlar gibi davranma eğilimine girmektedirler. Temsilci, temsil ettiği kişinin ruhsal yapısını deneyimler, hisseder. Nasıl olduğunu tam olarak açıklayamıyor olsa da bu fenomen, çok güçlü bir değişim fırsatı sunmaktadır. Dizimlerde, terapist, temsilciler yardımıyla durumu açık şekilde görebildiğinde, sistemdeki tıkanmayı çözüp dengeyi sağlayabilecek müdahaleyi yapabilir ve bu müdahale eğer doğru ise, dizimdeki bütün temsilciler tarafından anında, bir rahatlama şeklinde fark edilir.
Dizimlerdeki tecrübenin bize gösterdiği; dizim sırasında yapılan sembolik düzenlemenin, gerçek aile üzerinde de derin bir etkisinin olduğudur. Dizim sırasında oluşan tablo ve bu tabloya terapist tarafından yapılan müdahale doğru ve yerinde ise, bunun, gerçek hayattaki bireyler üzerinde, yani sadece dizimi açılan kişide değil, dizimde bulunmayan ancak, o aile sistemine dâhil olan diğer kişilerde de bir rahatlama sağladığını görüyoruz.
Dizim konuları:
Aile dizimleri, bir terapi ya da tedavi yöntemi değildir ve aslında bundan çok daha fazlasıdır. Kişinin dünyayı anlamlandırmasında köklü değişiklikler yapma potansiyeli taşır ve bir nevi, işlevsiz bağlardan arınmak gibidir. Hastalıkların ruhsal temellerden kaynaklanabildiği bilgisi ile dizimler, kişinin, hastalık ile nasıl bir ilişki kurduğunu göstermek ve de hastalığı ruhsal alanda "işlevsizleştirmek" adına kullanılabildiği gibi; kişiler arası ilişkiler, ruhsal sıkıntılar, para ile ilgili konular, iş konuları veya kişinin, önünü tıkadığını hissettiği herhangi bir konu için de kullanılabilir.
Çalışmaya katılan kişilerin, kendi dizimleri açılsın ya da açılmasın, benzer bir farkındalık yolculuğuna başladıkları, dizimlerle çalışan herkesin gördüğü ve hemfikir olduğu bir fenomendir. Yani kendi diziminizi açtırmamış olsanız da çevrenizdeki kişilerin dizimlerinin, sizin sorularınıza cevap verdiğini ya da dizim sırasında hissettiğiniz bir durumun, önünüze tamamen farklı kapılar açtığını deneyimleyeceksiniz. Aile dizimi çalışmasında temsilcilik deneyimi yaşamış kişilerde, kendi dizimleri yapılmış gibi derin bir farkındalık ve rahatlamanın olduğunu her zaman gözlemliyoruz.
Bu kadar geniş bir pencereden kişinin bulunduğu yere bakabilme şansının kapılarını tüm dünyaya ve bizlere açabildiği için Aile Dizimi sistemin kurucusu ve onlarca kitabın yazarı Alman Psikoterapist Bert Hellinger'e ( 2019 yılında kaybettiğimiz) tüm kalbimizle derinden şükranlarımızı sunuyoruz.
Workshoplar | Kategori | Eğitmen(ler) | Tarih | Yer |
---|---|---|---|---|
AİLE DİZİMİ UZMANLAŞMA PROGRAMI (MODÜL 1) | Aile Dizimi | Svagito Liebermeister | 1 Aralık 2024 - 7 Aralık 2024 | İstanbul |